kizZaA. Bu sayfamızda Sen Dili Ben Diline Örnek Diyalog, Sen Dili Ben Dili Diyalog Örneği, Sen Dili Ben Dili Etkinlik örneği, Sen Dili ve Ben Dili Örnek Diyalog, sen dili ben dili örnek diyalog bulunmaktadır. Anne Feride kızım ödevlerini yapmadan sakın bahçeye çıkma. Feride anneciğim hastayım zaten biraz dinlendikten sonra ödevlerime başlarım. Anne Geçen gün de biraz dinleneyim dedin ama soluğu bahçede almıştın. Feride Anne istesem de çıkamam çok hastayım bugün. Anne Hadi hadi ödevlerini bitir öyle dinlenirsin. Sen Dili Ben Dili Örnek Etkinlik, Sen Dili Ben Dili Grup Etkinliği Ali Babacığım hafta sonu sinemaya gider miyiz? Baba hııı Ali Sinemaya diyorum gider miyiz? Baba Ne sineması? Ali Baba çok güzel bir macera filmi Baba Ne zaman Ali hafta sonu Baba Oğlum ne yapacaksın filmi televizyon film dolu Ali Baba bu sinema filmi. Ayrıca izleyen arkadaşlarım çok güzel olduğunu söylüyorlar. Baba Merak etme oğlum senin film de bir süre sonra televizyona çıkar. Ali Babaaaa..
İletişimde kullandığımız dil çok önemlidir. Taylı dil yılanı deliğinden çıkarır der atalarımız. Bu yazıda Sen Dili Örnekleri, Ben Dili Örnekleri, Sen Dili Ben Dili Cümleleri, Sen Dili Ben Diline örnek bulunmaktadır. Sen Diline 5 Örnek, Ben Diline 5 Örnek Sen Dili Örnek; Her zaman aynı bahane, yine ödevlerini yapmamışsın. Ben Dili Örnek; Ödevlerini yapmaman beni endişelendirmeye başladı. – Sen Dili Örnek; Okula zamanında gelmezsen yine yok yazılırsın. Ben Dili Örnek; Okula zamanında gelmelisin. – Sen Dili Örnek; Bizimle gelmezsen bir daha seninle oynamayız. Ben Dili Örnek; Bizimle oynamaya gelseydin çok mutlu olurduk. – Sen Dili Örnek; Sana güven olmaz. Ben Dili Örnek; Sana güvenmek isterdim. – Sen Dili Örnek; Hemen buraya gel. Ben Dili Örnek; Buraya gelebilir misin? – Sen diline örnek ; Senin ipinle kuyuya inilmez. Ben diline örnek ; Sana güvenmek isterdim. Sen Dili Örnekleri; Okumayı beceremiyorsun. Kalemi mutlaka sen kırmışsındır. Sütü yine mi döktün. Senden başkası projeyi batıramazdı zaten. Sürekli bir gevezelik yapıyorsun. Sen Dili Ben Dili örnek Cümleler, Sen Dili Ben Dili örnek diyaloglar, sosyal bilgiler sen dili ben dili örnek cümleler 10 tane, sen dili cümleleri, ben dili cümleleri
MisafirZiyaretçi 26 Eylül 2012 Mesaj 1 ben dili ve sen dili nedir? ben dili ve sen dili ile ilgili örnekler verir misiniz? EN İYİ CEVABI nicely verdi Sen Dili;Ben Dili Gerek iş yerinde, gerekse özel hayatımızda duygularımızın ilişkilerimizi derinden etkilediği bir gerçektir. Fakat unutulmamalıdır ki burada önemli olan duygularımızdan çok; bu duygularımızı karşı taraftaki kişilere iletirken sözlerimizi kurgulayış biçimimizdir. Çoğu zaman iletişim dilimiz ve tarzımız söylediklerimizin önüne geçer ve ummadığımız bir tepki ile karşılaşırız. Böyle zamanlarda da “Ne oldu şimdi buna, ne dedim ki ben?”diye hayıflanıp dururuz. Fakat olan olmuş, iletişim hiç beklemediğimiz bir mecraya girip kopma noktasına gelmiştir. Günlük hayatta eşler arasında, anne baba çocuk arasında, iş yerinde iş arkadaşları arasında yer yer mücadele ve gerginliklerin yaşanabilmesi gayet normaldir. Çoğu zaman evde çocuğumuza “Hemen ellerini yıka ve doğru yatağa gir.” “Hayır sokağa çıkamazsın.” Eşimize “Çok dağınıksın! Çok kabasın!” “Benim istediğimi yapacaksın” “Böyle davranmaya hakkın yok” İş yerinde iş arkadaşımıza; “Bu projeyi bu şekilde nasıl sunarsın!” “Bunu hemen göndermelisin!” “Hep geç kalıyorsun!” şeklinde duygularımızı “sen dili” ile kurguladığımız cümleler; bir kızgınlığın, suçlamanın ifadesi olarak iletişimi önemli ölçüde engelleyen ifadelerdir. Zira sen dili kullanılarak söylenen ifadelerde odak noktası karşıdaki kişidir. Bu durum ise bir duygu paylaşımını ifade etmekten çok, karşımızdaki kişiye emir verme, yargılama, öğüt verme gibi iletişim engellerini içerir. Bu tip yargılayıcı tutumlar karşı tarafın hem savunmaya geçerek misilleme yapmasına “Benim de sana söyleyeceklerim var!” ruh haline girmesine sebep olur. Özellikle eşler arası iletişim çatışmalarında, anne babalar ile çocuk arasındaki iletişimsizliklerde, kurumlarda çalışanlar arasındaki problemlerde sebep olarak en çok bu tip söylemler karşımıza çıkmaktadır. Peki; karşımızdaki kişilere memnun olmadığımız, hoşlanmadığımız zaman duygularımızı nasıl ifade edeceğiz? “Yavrum hava karardığı için sokağa çıkman beni endişelendiriyor!” “Bu davranışın beni çok üzüyor!” “Evi dağınık görünce kendimi kötü hissediyorum!” “Yazıyı hemen gönderirsen çok sevineceğim” gibi cümlelerle direk olarak karşı tarafı suçlamadan, problemi ortaya koyarak, gerektiğinde bilgilendirerek çözüm için iş birliğine hazır olunduğu izleniminin verilerek duyguların yansıtıldığı “ Ben dili” ni kullanmak daha uygun bir tarzdır. Yani “Benim için sorun olan sen değilsin, senin şu davranışındır. ” “Gel bunu birlikte çözüme kavuşturalım” mesajını vererek; iletişimi germek ve koparmak yerine iletişimi devam ettirebilmek becerisidir. Aynı zamanda “ben dili” mesajı veren kişi, kendi duygularını karşıdaki kişi ile paylaştığı için açık ve samimi bir iletişim kurmuş olur. Bu durumda karşı taraftaki kişi ister eşimiz, ister çocuğumuz, ister arkadaşımız olsun, zıtlaşmak yerine bu davranışının farkına varacak ve bunu değiştirmeye çalışacaktır. Son düzenleyen ahmetseydi; 28 Eylül 2017 1448 MisafirZiyaretçi 27 Eylül 2012 Mesaj 2 sen dili ödevini yapmazsan şekerimi sana vermem ben dili ödevini yaparsan ödül olarak şeker verebilirim ben dili bu sabah seni görmeyince meraklandım. sen dilisen bu sabah yoktun. sen dili niye bu vazoyu kırdın beni çok kızdırdın ben diliönemli değil yeterki sana bişey olmasın Sen diliBilgisayarda bu kadar çok oturma Ben diliBilgisayarda bu kadar çok oturman beni üzüyor sen dili neden geç kaldın ben dili geç kaldığın için seni merak ettim Sen dili Dersi dinlemiyorsun. Ben dili Ders anlatırken konuşmanızdan rahatsız oluyorum. Son düzenleyen Safi; 18 Eylül 2018 0239 Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Sen Dili;Ben Dili Gerek iş yerinde, gerekse özel hayatımızda duygularımızın ilişkilerimizi derinden etkilediği bir gerçektir. Fakat unutulmamalıdır ki burada önemli olan duygularımızdan çok; bu duygularımızı karşı taraftaki kişilere iletirken sözlerimizi kurgulayış biçimimizdir. Çoğu zaman iletişim dilimiz ve tarzımız söylediklerimizin önüne geçer ve ummadığımız bir tepki ile karşılaşırız. Böyle zamanlarda da “Ne oldu şimdi buna, ne dedim ki ben?”diye hayıflanıp dururuz. Fakat olan olmuş, iletişim hiç beklemediğimiz bir mecraya girip kopma noktasına gelmiştir. Günlük hayatta eşler arasında, anne baba çocuk arasında, iş yerinde iş arkadaşları arasında yer yer mücadele ve gerginliklerin yaşanabilmesi gayet normaldir. Çoğu zaman evde çocuğumuza “Hemen ellerini yıka ve doğru yatağa gir.” “Hayır sokağa çıkamazsın.” Eşimize “Çok dağınıksın! Çok kabasın!” “Benim istediğimi yapacaksın” “Böyle davranmaya hakkın yok” İş yerinde iş arkadaşımıza; “Bu projeyi bu şekilde nasıl sunarsın!” “Bunu hemen göndermelisin!” “Hep geç kalıyorsun!” şeklinde duygularımızı “sen dili” ile kurguladığımız cümleler; bir kızgınlığın, suçlamanın ifadesi olarak iletişimi önemli ölçüde engelleyen ifadelerdir. Zira sen dili kullanılarak söylenen ifadelerde odak noktası karşıdaki kişidir. Bu durum ise bir duygu paylaşımını ifade etmekten çok, karşımızdaki kişiye emir verme, yargılama, öğüt verme gibi iletişim engellerini içerir. Bu tip yargılayıcı tutumlar karşı tarafın hem savunmaya geçerek misilleme yapmasına “Benim de sana söyleyeceklerim var!” ruh haline girmesine sebep olur. Özellikle eşler arası iletişim çatışmalarında, anne babalar ile çocuk arasındaki iletişimsizliklerde, kurumlarda çalışanlar arasındaki problemlerde sebep olarak en çok bu tip söylemler karşımıza çıkmaktadır. Peki; karşımızdaki kişilere memnun olmadığımız, hoşlanmadığımız zaman duygularımızı nasıl ifade edeceğiz? “Yavrum hava karardığı için sokağa çıkman beni endişelendiriyor!” “Bu davranışın beni çok üzüyor!” “Evi dağınık görünce kendimi kötü hissediyorum!” “Yazıyı hemen gönderirsen çok sevineceğim” gibi cümlelerle direk olarak karşı tarafı suçlamadan, problemi ortaya koyarak, gerektiğinde bilgilendirerek çözüm için iş birliğine hazır olunduğu izleniminin verilerek duyguların yansıtıldığı “ Ben dili” ni kullanmak daha uygun bir tarzdır. Yani “Benim için sorun olan sen değilsin, senin şu davranışındır. ” “Gel bunu birlikte çözüme kavuşturalım” mesajını vererek; iletişimi germek ve koparmak yerine iletişimi devam ettirebilmek becerisidir. Aynı zamanda “ben dili” mesajı veren kişi, kendi duygularını karşıdaki kişi ile paylaştığı için açık ve samimi bir iletişim kurmuş olur. Bu durumda karşı taraftaki kişi ister eşimiz, ister çocuğumuz, ister arkadaşımız olsun, zıtlaşmak yerine bu davranışının farkına varacak ve bunu değiştirmeye çalışacaktır. Son düzenleyen ahmetseydi; 28 Eylül 2017 1637 BEN DİLİ Bireyin karşılaştığı davranış ve durum karşısında bireysel tepkisini, kendi duygu ve düşüncelerini açıklayan ifade şeklindir. Kendimizi “ben”li cümlelerle anlattığımız zaman karşımızdakini incitmemiş, fakat kendi mesajlarımızı da vermiş oluruz. Özet olarak Ben dili itmez. 2. Suçluluk hissettirmez. nedeni anlaşıldığı için iletişim sağlıklı olur. 4. Ben iletisi alan kişi başkalarını düşünmeyi de öğrenir. sağlar. 6. Anlaşmazlıkları azaltır. 7. Konuşan kişiyi rahatlatır. “SEN DİLİ Suçlama içerir ve karşımızdaki kişi doğal bir savunmaya geçer. Dolayısıyla sonuç anlaşılamama, tartışma, kavgaya kadar gidebilir. Özet olarak Sen dili 1. Suçlayıcıdır. 2. Davranıştan çok kişiliğe yöneliktir. 3. Kişiye anlaşılmadığını hissettirir. 4. Yeniden konuşma isteğini engelleyicidir. 5. Neye kızıldığının anlaşılmamasına neden olur. 6. Kişiyi incitir, kırar. 7. Kişinin direnmesine, yani savunucu iletişime neden olur. Savunucu iletişim ise iletişimin içerik düzeyinden ilişki düzeyine geçmesine, ilişkinin bir savaş, bir kazanma sorununa dönüşmesine neden olacağı için öğretimin asıl amacına ulaşmasını engelleyecektir. SEN ve BEN diline örnek vermek gerekirse; ………….. —’Sen’ dili Sen hatalısın! Çok yanlış davranıyorsun! —’Ben’ dili Senin bu davranışın beni incitti, üzüldüm! ……………… —”Sen” dili Çok kabasın! Her zaman sözümü kesiyorsun! —”Ben”dili Bir şey söylemeye başlayıp ta bir türlü sonunu getiremediğim zaman çok rahatsız oluyorum. …………………. —”Sen” dili - Kes şunu!! Çekiştirip durma kolumu!! ………………… —”Ben” mesajı verin… - Kolumun çekiştirilmesinden hoşlanmıyorum. ………………… —”Sen” dili - Her akşam aynı şey, tutturuyorsun oyun oynayalım diye! Benim yorgun olabileceğim hiç aklına gelmiyor değil mi? Yaramaz ve şımarık bir çocuk gibi davranıyorsun! —”Ben” dili - Baba Bu akşam çok yorgun hissediyorum canım. İstersen oyun oynamayı başka bir akşama erteleyelim. şeklinde ifade edilebilir. ………………………….. GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ; Sen dili, çatışma dili, Ben dili, iletişim dilidir. Öyleyse SENLİ yerine, BENLİ mesajlar vermeliyiz…. *** İnsanlar arasında iletişimi engelleyici etmenler nelerdir? * Öğüt vermek, çözüm getirmek, kendi düşüncelerimizle yönlendirmek. * Yargılamak, eleştirmek, kıyaslamak. * Sürekli sorular sormak, incelemek. * Teselli vermek veya çocuğunuzun anlatmaya çalıştığı konuyu değiştirmek. * Etiketlemek, tahlil etmek. *** İnsanlarla başarılı iletişim kurmak için neler yapmalısınız? * İnsanların duygu ve düşüncelerini anlayın empati * İnsanlara saygı duyun. * Gerçekçi ve doğal davranın. * Onları dinleyin. * Onlarla göz teması kurun. * Dokunsal teması artırın. * Nerede, ne zaman, nasıl, ne söyleyeceğinizi iyi belirleyin. * Akıcı, sade bir dil kullanmaya çalışın. * Size güvenebileceğini hissettirin. Son düzenleyen Safi; 18 Eylül 2018 0240 MisafirZiyaretçi 18 Eylül 2014 Mesaj 5 BENİ ÇOK KIZDIRIYORSUN sen dili Sana çok kızıyorum ben dili Ödevlerini yapmayan sorumsuzun tekisin! sen dili Ödevlerini yapmaman beni kaygılandırıyor ben dili Bana çok ters devranıyorsun sen dili Bana böyle davranmana üzülüyorum ben dili Bu notlar ne böyle tembelsin sen dili Bu düşük notların beni kaygılandırdı ben dili Bana bağırma! sen dili Bana böyle sesini yükseltmene kızıyorum ben dili
Çünkü ben dili’, Benim duygum sana bağlı’ mesajı verir. Peki gerçek ben dili’ nasıl kullanılmalı?BEN DİLİ VE EMPATİBir seminerde bir katılımcıyla aramızda şöyle bir diyalog Hocam, size katılmıyorum. Ben dili’ önemlidir çünkü empati kurmayı Bu kadar kalabalığın önünde benim fikirlerime karşı çıkınca, ben çok Neden ki? Ben düşüncelerimi Biliyorum ama siz böyle yapınca ben Ama düşüncelerimi söyleme hakkım Biliyorum ama ben üzülüyorum dedim. Üzülüyorum deyince, neden empati kurmuyorsunuz?- Ama nasıl kurayım? Ben fikrimi söylemek, kendimi ifade etmek Tam olarak bunu söylemek istiyorum. Ben dili’ empatiyi öğretmez. Üzüleceğim diye benim size baskı yapmaya hakkım yok. Ben üzülsem de üzülmesem de sizin fikrinizi söyleme hakkınız var. Eğer ben eleştiriden gerçekten üzülüyorsam, bu benimle ilgili bir şey. Eleştiri beni neden üzüyor keşfetmem ve bu yarayı iyileştirmem Evet örnekten sonra ben dili’nin zararı gerçek ben dili’ nasıl kullanılmalı?İlk önce şu soruyu soralım. Biz neden duygularımızı söyleriz? Duyguları ifade etmenin yararı ne? Biz duygularımızı, karşı tarafla etkili iletişim ve sağlıklı ilişki kurmak için bunu yapmadan önce, ilk önce kendimize düşen görevi yapmakla yükümlüyüz. Aksi takdirde ilişkilerimiz bozulur. Nasıl mı?OTORİTE KURAN ÖĞRETMENGeçen hafta verdiğim örneğe bakalım. Öğretmen, “Çocuklar gürültü yapınca sizi duyamıyorum ve üzülüyorum” diyor. Öğretmen gerçekte neden üzülüyor?Bu soruyu öğretmenlere sorunca farklı yanıtlar aldım.“Otoritemin sarsılmasından rahatsız oldum”, “Sınıf dinlemeyince başarısız hissediyorum”, “Gürültü olunca müdür kızıyor” veya “Başka çocukların haklarını koruyorum”.Bu durumda öğretmen duygusunu söylemek zorunda değil. Sadece kendisine şu soruyu sormalı “Ben neden otorite kurmak zorundayım?” Otorite kurma ihtiyacını ortadan kaldırdığı an, üzülmesine gerek yok. Öğretmenin işi çocuklarla değil, duygusunu BEN DİLİİki saat yemek yaptıktan sonra, yaptığı yemeği yemeyen çocuğa, “Yemek yemezsen üzülürüm” diyen anne, bunu söylemek zorunda yemek yememesini kendisine saygısızlık olarak algılamayı bırakması lazım. Annenin işi çocukla değil, bu durumlarda duygumuzu söylememize gerek yok. Sadece duyguyu oluşturan yarayı otorite kurma veya yok sayılma bulup onu iyileştirmemiz ki duygunuzu keşfettiniz ve onunla uğraşmaya başladınız. Ama kendi duygunuzdan dolayı, başka birisiyle ilişkiniz bozuldu. O zaman Benim duygum bana bağlı’ şeklinde duygumuzu söyleyebiliriz ve hatta söylemeliyiz. Gerçek ben dili’ budur. Nasıl mı?9 yaşında kızı olan İzmirli bir anne anlattı. Kızı iki gün boyunca huysuzluk yapmış ve anne bu davranışa anlam verememiş. Kızı sonra annesine şöyle bir şey söylemiş“Anneciğim, iki gündür huysuzum farkındayım. Ama bunun seninle ilgisi yok. Sen komşunun kızıyla çok ilgilendin diye sanırım ben seni kıskandım.”Küçük kız, gerçek ben dili’ni kullanmış. “Huysuzluğum senin komşunun kızıyla ilgilenmenle değil, benim kıskançlığımla ilgili” mesajını vermiş. Anne empati göstermiş ve DOĞRU İLETİŞİM- Anne Baba Okulu’nda eğitim alan bir anne anlattı. Kocası ve çocuğuyla AVM’de gezerken yemek yemeye karar vermişler. Kocası “Ne yemek istersin” diye sormuş. O da “Sen karar ver” demiş. Kocası “Sen söyle işte” demiş. Anne de birden sinirlenmiş “Ya sen karar ver diyorum anlamıyor musun” diyerek bağırmış. Orada tartışmışlar ve yemek yemeden eve dönmeye karar vermişler. Eve dönerken arabada yol boyunca konuşmamışlar. Bu sırada anne kendisine “Acaba ben neden sinirlendim?” sorusunu sormuş ve yarasını gittiklerinde kocasına şöyle demiş “Ben küçükken ailem tercihlerimi çok sormazdı. Ben tercihlerimi söyleyince de kabul etmezlerdi. Onun için ben tercih yaparken endişelenirim. Başkası karar verince rahatlarım. Sen tekrar tekrar sorunca sinirlendim. Bunun seninle ilgisi yok. Benimle ilgisi var.” Anne, “Benim duygum öfke bana bağlı” mesajını vermiş. Gerçek ben dili’.Bunu anlattıktan sonra eşi sarılmış. Hem çatışmayı çözmüşler hem de ilişkileri derinleşmiş. İTİRAFBenim duygum bana bağlı’ mesajı veren gerçek ben dili’ söylemlerinde bir nevi itiraf vardır. Kişi yarasını söyler. Bu şekilde söylenen ben dili’, ilişkilerin kalitesini arttırır. Ama maalesef kültürümüzde insanlar arasında çok güven olmadığı için, biz yaralarımızı çok açmayız. Çünkü açarsak, diğer insanlar yaralarımızın üstüne basacak ve bu itirafı bize karşı kullanacak diye korkarız. Bunu acizlik olarak unutmayalım ki yaralarımızı açmadan sağlıklı ilişki kurmak çok zordur. Aslında kendimizi ve dolayısıyla yaralarımızı olduğu gibi kabul edersek, korkmamıza hiç gerek yok. Biz kendimizi kabul edersek, insanlar da bizi olduğumuz gibi kabul eder. Eksikliklerimizi acizlik olarak görmezsek, diğer insanlar da durumda özgürleşiriz ve çok daha huzurlu ve otantik ilişkiler yaşarız. Gerçek ben dili’ni de diğer insanlara duygusal baskı yapmadan rahatça kullanabiliriz.
Bir konu üzerinde en az iki kişinin karşılıklı olarak konuşturulmasına denir. Bu anlatım, genellikle tiyatro eserleri ile roman, hikâye, röportaj, sohbet, açık oturum, mülakat gibi edebî türlerde uygulanır. Yazar, sanki karşısındakiyle konuşuyormuş gibi olayları anlatmaktadır. Bazı yazı türlerinde, yazar röportaj yaptığı kişilerle olan konuşmalarını aynen yansıtmaktadır. En az iki kişinin diyalogunu içeren bu anlatım türüne, “söyleşmeye bağlı anlatım” denir. Söyleşmeye Bağlı Anlatımla Oluşturulmuş Metinlerin Özellikleri 1. Jest ve mimikler anlatımın gücünü arttırır. 2. Sohbet, mülakat ve diyalog, monolog metinleri söyleşmeye bağlıdır. 3. Karşılıklı konuşmalar, bağlama ve konuşulan kişiye göre değişebilir. 4. Görme ve işitmeyle kurulan iletişim önemlidir. 5. Vurgu ve tonlama önemlidir. 6. Hikâye, Roman, Tiyatro, Röportaj, Monolog söyleşmeye bağlı anlatımın kullanıldığı metin türleridir. 7. Roman, hikâye ve tiyatrolardaki karşılıklı konuşmalara diyalog, iç konuşmalara ise monolog denir. 8. Tekrarlar söyleşmeye bağlı anlatımlarda ifadeyi kuvvetlendirir. 9. Söyleşmeye bağlı metinlerde anlatımın süresi sınırlandırılmalıdır. Örnek Metin GELDİĞİ GİBİ Şu kış günleri yok mu sevemiyorum bir türlü… Her yıl boyunca İnsanların çalışırken en çok düşündükleri, en çok eğlendikleri mevsim kıştır. Uzun gecelerde ocak başına büzülüp ne yapacağını şaşıran kişioğlu aklını işletmiş; hakikatleri, sırları araştırmış; masallar uydurmuş; insanlar, yasalar koymuş Medeniyeti kışın getirdiği ihtiyaçlar yaratmış değil mi?” derim ama olmuyor işte, boşuna. Ta gençliğimde Remy de Gourmont Römi dö Gurmon’un bilmem hangi kitabında okuduklarımdan kalma bu yankı kandıramıyor beni Doğru sözler, doğru ya, beni avutmaya, güz sonu içimi sarmaya başlayan o korkuyu andırır perişanlığı gidermeye yetmiyor. Soğuktan yakınacak değilim. Ne yalan söyleyeyim, öyle çok üşümedim ömrümde, serinlikler basınca sırtımı pekiştirmenin, oturduğum yeri ısıtmanın bir çaresini bulurum. Üşümenin, şöyle biraz üşümenin de bir tadı vardır doğrusu. Kar altında beş-on dakika, yarım saat yürüdükten sonra sıcak bir odaya girip parmaklarını hohlamanın zevkine doyulur mu? Gözlerinizin içi parlar. “Vuuuu! Üşüdüm!” diyerek mangala sobaya yaklaşırken gülümsememek, gülmemek elinizde midir? Keyifle hatırlarsınız üşüdüğünüzü… Kışı, gündüzleri kısacık olduğu için sevmem. Sabahleyin bir türlü doğmak bilmeyen güneş çekip gider. Hele şimdi! Saat dördü biraz geçti mi, ortalık kararıveriyor Ne anladım ben ondan? Penceremden bakıyorum, tertemiz bir hava, berrak… Bir çekicilik vardır. Ankara’nınki İstanbul’unki gibi öyle baygın değildir; yarı sevdalı, yarı hüzünlü hülyalar kurmaya sürüklemez, insanı çıkıp gezmeye çağırır Ama nereye gideceksin? Sen daha biraz yürümeden sular kararacak, çevreni seçemez olacaksın Lambaların ışığı ne kadar parlak olursa olsun, gezmelere elverişli değildir. “Yaşlandın sen artık, kocadın, yarım saat dolaşsan yoruluveriyorsun, dizlerin tutmuyor, bir de gezme sözü mü edeceksin?” diyeceksiniz. Haklısınız. Evet, yürüyemiyorum artık, çabucak bir kesiklik geliyor. Ama yaşlandım diye benim gezme, uzun uzun gezme hülyaları kurmamı da yasak edecek değilsiniz ya! Bırakın, unutuvereyım yaşlandığımı, unutayım da yaz gelince, o uzun günlerde dilediğimce gezebileceğimi umayım… Hem ben ışığı, ışıklı günleri yalnız gezmek, yürümek için sevmem ki! Bir yerde oturup çevrenize, ta uzaklara bakmanın da tadı yok mu? Gözlerinizin görebildiği bütün yerler sizindir, şu tepelerdeki ağaçlar, bir sıraya dizilmiş şu renk renk evler, şu uzaklaşan insan, şu yaklaştıkça yüzü beliren gölge, hepsi hepsi sizindir; sizindir de değil, sizsiniz onlar… Onlara baktıkça, onları gördükçe benliğimizin genişlediğini, zenginleştiğini duyarsanız. Yalnız değilsiniz, çevrenizde, gözünüzün görebildiği kadar uzaklarda hayat var, hepsini sevebilir, hepsini düşünebilirsiniz. Kışın ise öyle mi? Daralıverir, küçülüverir çevreniz. O kısacık günler, bu yeryüzünün varlıklarıyla beslenmenize yetmez, uzun gecelerde ise kendi kendinizle baş başa kalır, gündüz toplayabildiğiniz azıcık şeyi de çabucak tüketirsiniz. Ah, kış geceleri, bitmek bilmeyen, insanı kendi kendine, hep kendi kendini düşündürmeye sürükleyen kış geceleri! Size hep kendi kendinizi düşündürdüğü için de benliğinizi gözünüzde büyütür, büyütür. İçinizde tükenmez hazineler bulunduğunu sandırır… Evet, medeniyeti belki kışın getirdiği ihtiyaçlar yaratmıştır, kış geceleri belki hakikatleri araştırmaya, sırları çözümlemeye, masallar uydurmaya, araştırmaya, yasalar kurmaya elverişlidir ama bizi kendi kendimizle uğraşmaya, benliğimizi beğenmeye sürükleyen de odur. Neye yazdım bu satırları? Hiç… Işığa hasretimi, ışıklı yaz günlerine hasretimi söylemek istedim, işte o kadar. Böyle geldi, böyle yazdım. Nurullah ATAÇ Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın!
sen dili ben dili örnek diyaloglar