Kadmbir oğlan çocuk dünyaya getirmiş ve o "İlk Şaman" olmuştur. Yakutlar do aynı inancı paylaşır. Ama Kartal'a Üstün Varlık, Ayıg ("Yara­ tıcı") veya Ayıg Toyon ("Işık Yaratıcısı") adı da verilir. Ayıg'ın çocukları Dünya Ağacı'nın dallarına konmuş kuş YeraltıEdebiyatı Meraklılarının Okuması Gereken En İyi Kitaplar. 10 DAKİKA DA 3$ LA BATIP ÇIKTIK!/HELLCASE -. Chuck Palahniuk: “Yeraltı” edebiyatının “yerüstü” kralı. 500$ 'Karambit Lore' HEDİYE EDİYORUM ! 🉠HELLCASE. Yeraltı edebiyatı yazarları sahafrehberi. En iyi yeralti edebiyati yazarlari sahafrehberi. AntikDünya Kitap Açıklaması. Dünya üzerindeki tüm antik dönem uygarlıklarının tarihini okumak istediğiniz halde bu gözünüzü korkuttuysa, artık elinizin altında sıkılmadan ve dahası zevk alarak okuyabileceğiniz bir kitap var. Bauer'in hem yalın hem de mükemmel bir dille yazdığı Antik Dünya, bizi sürükleyici bir tarih anlatısıyla buluşturuyor. DrHeinrich Kusch “Antik Dünya’ya Açılan Yeraltı Kapısının Sırları (Secrets Of The Underground Door To An Ancient World)” adlı kitabında; “bu tünellerin birçoğunun 12000 yıl gibi uzun bir süreden sonra hala duruyor SORUKİTABI A BC SINIF Okula Yardımcı/ Sınavlara Hazırlık Akıllı Tahta Uyumlu Dünya hepimize yeter, yeter ki itinalı ve dikkatli olalım. Arka arkaya açılan kuru temizleme firmaları cazip tekliflerle müşterilerini sevindiriyor. D) Yakup Kadri, sağlam tekniğe sahip olan ve karakterini başarılı bir şekilde TaşDevri insanlarının İskoçya’dan Türkiye’ye kadar uzanarak bütün Avrupa’yı kat eden bir tüneller ağı inşa ettiği ortaya çıktı. German Herald dergisinin haberine göre, Alman arkeolog Dr. Heinrich Kusch, “Secrets Of The Underground Door To An Ancient World” (Antik Dünyaya Açılan Yer altı Kapısının Sırları) adlı kitabında, Avrupa kıtasının hemen her N9ptBxU. İskoçya'nın kuzeyinden başlayıp Akdeniz'e ulaşan binlerce tünel bulunuyor. Bu tüneller içerisindeki en etkileyici olanı ise 12000 yıllık büyük tünel. Bazı uzmanlar bu tünellerin insanları yırtıcı hayvanlardan korumak için yapıldığına inanırken, bir diğer kısım ise, birbirine bağlı bu tünellerin insanların savaştan veya şiddetten korunarak güvenli bir şekilde seyahat edebilmesi için yapıldığı fikrini öne sürmekte. Yani bu tüneller bir çeşit antik yeraltı otobanı olarak tanımlanıyor. Daha ileri boyutta ve birazda hayalperest bir yaklaşımla bir kesim ise, bu tünellerin yeraltı dünyasına bir geçiş kapısı olarak görülebileceğini dile getirmekte. Alman arkeolog Dr Heinrich Kusch, bu tünellerin kanıtının tüm kıtadaki yüzlerce Neolitik yerleşim bölgelerinin altında bulunduğunu söylüyor. Dr Heinrich Kusch, "Antik Dünya'ya Açılan Yeraltı Kapısının Sırları Secrets Of The Underground Door To An Ancient World" adlı kitabında, "bu tünellerin birçoğunun 12000 yıl gibi uzun bir süreden sonra hala duruyor olması, orijinal ilk tünel ağının muazzam olduğunun kanıtıdır" diyor. İskoçya'nın kuzeyinden başlayıp Akdeniz'e ulaşan binlerce tünel bulunuyor. Bu tüneller içerisindeki en etkileyici olanı ise 12000 yıllık büyük tünel. Bazı uzmanlar bu tünellerin insanları yırtıcı hayvanlardan korumak için yapıldığına inanırken, bir diğer kısım ise, birbirine bağlı bu tünellerin insanların savaştan veya şiddetten korunarak güvenli bir şekilde seyahat edebilmesi için yapıldığı fikrini öne sürmekte. Yani bu tüneller bir çeşit antik yeraltı otobanı olarak tanımlanıyor. Daha ileri boyutta ve birazda hayalperest bir yaklaşımla bir kesim ise, bu tünellerin yeraltı dünyasına bir geçiş kapısı olarak görülebileceğini dile getirmekte. Alman arkeolog Dr Heinrich Kusch, bu tünellerin kanıtının tüm kıtadaki yüzlerce Neolitik yerleşim bölgelerinin altında bulunduğunu söylüyor. Dr Heinrich Kusch, "Antik Dünya'ya Açılan Yeraltı Kapısının Sırları Secrets Of The Underground Door To An Ancient World" adlı kitabında, "bu tünellerin birçoğunun 12000 yıl gibi uzun bir süreden sonra hala duruyor olması, orijinal ilk tünel ağının muazzam olduğunun kanıtıdır" diyor. "Sadece Almanya, Bavaria'de bile bu yeraltı tünellerinden 700 metre, Avusturya, Styria'da ise 350 metre bulduk" diye de ekliyor Kusch. Tüm Avrupa'da İskoçya'nın kuzeyinden Akdeniz'e kadar bu tünellerin binlercesi var. Bu tünellerin birçoğu 70 cm genişliğinde olan oldukça dar. Yani sadece bir insanın sürünerek geçebileceği kadar geniş. Bazı bölümleri ise daha genişçe yapılmış ve bu bölümlerde oturma yerleri, depolar, hatta odalar var. Secrets Of The Underground Door To An Ancient World adlı kitapta, tünel girişlerine sonrada şapellerin inşa edildiği de yazıyor. Şapellerin inşa edilmesinin sebebini ise; kilisenin, bu tünellerin inançsızlardan miras kaldığı düşüncesinden korktuğu ve bu düşüncelerin önüne geçmeye çalışması olarak değerlendiriyor Dr Heinrich Kusch. Benzer tüneller diğer kıtalarda da mevcut. Amerika'da millerce uzunluğa sahip birçok yeraltı geçitleri var. Bu tüneller neden inşa edildi? Atalarımız güvenliği yeraltında aradıkları için mi inşa ettiler acaba? Antik efsanelerin çoğu; eski zamanlarda, yerüstünde meydana gelen birçok afetten söz etmektedir. Yine birçok mit ve efsane ilk insanların bu yeraltı tünelleri, mağaraları, hatta şehirlerinde yaşadıklarından bahseder. Video için linki tıklayınız 🎬 Eski bir yazımdır Taş Devri insanlarının İskoçya’dan Türkiye’ye kadar uzanarak bütün Avrupa’yı kat eden tüneller ağı inşa ettiği ortaya çıktı. Herald dergisinin haberine göre Alman arkeolog Dr. Heinrich Kusch, “Secrets Of The Underground Door To An Ancient World” Antik Dünyaya Açılan Yer altı Kapısının Sırları adlı kitabında, Avrupa kıtasının hemen her köşesinde Neolitik yerleşimlerin altlarında tüneller bulunduğunu belirterek, bu tünel ağının İskoçya’dan bugünkü Türkiye topraklarına kadar uzandığını bildirdi. Günümüzden yaklaşık 12 bin yıl önce yapılan tünel ağının bazı parçalarının ilk günkü gibi sağlam olduğunu kaydeden Alman arkeolog, Almanya’nın Bavyara bölgesinde bulunan 700 metrelik bir tünelle Avusturya’nın Styria bölgesinde bulunan 350 metre uzunluktaki tünelin bu ağın parçaları olduğunu öne sürdü. Dr. Kusch’a göre, 70 santimetre çapında olan ve solucan deliklerini andıran bu tünellerin bazı noktalarında oturma yerleri, erzak depoları ve barınma odaları bulunuyor. Alman arkeolog, Anadolu topraklarına kadar uzanan ve bu günün otoyollarının işlevini gören tünellerin yırtıcı hayvanlardan ve kötü hava koşullarından korunmak için yapıldığının sanıldığını kaydetti. Almanya ve Avusturya’dada yüzlerce bu tarz tünelin bulunduğunu belirten Alman arkeolog, bu yapıtların gerçekliğinin tartışılmasının tek sebebinin, bunların hangi coğrafi ve teknolojiye dayanarak yapıldıklarının hala bir sır olması. Tarih kitapları ve dersleri bu olaydan bahsetmiyor tabii. Bosna’daki devasa piramitlerin altındaki kilometrelerce uzunluktaki tüneller de açıklanamıyor henüz. Türkiye – Kapadokya’daki Derinkuyu bölgesi, bu Avrupa’nın derinliklerinde birbirine bağlı olan noktalardan en önemlisidir, çünkü burada taş çok yumuşaktır ve bunu bilen atalarımız bütün yer altı geçitlerini inanılmaz bir dengede ve bugüne dek sağ kalacak şekilde inşaa etmiş bulunuyorlar. Göbeklitepe harikasında da anlaşıldığı üzere, eski insanların muazzam jeoloji bilgileri vardı. İşin ilginç ve anlaşılır kısmı ise, bu tünellerin keşfedilmiş girişlerine kiliselerin dikilmiş olmasıdır. Bu öğrendiğimiz tarihi kökünden değiştirecek bilgileri kilise taa ki günümüze kadar başarılı bir şekilde bu sayede gizleyebilmiş oldu. Yazan ve çeviren Emine Altuğ Altındal Kaynak Alman Arkeolog Dr. Heinrich Kusch, "Antik Bir Dünyaya Yeraltı Kapısının Sırları" isimli yeni kitabında taş devri insanının, İskoçya'dan Türkiye'ye uzanarak Avrupa'yı çapraz geçen büyük bir yeraltı tünel ağı inşa ettiğini öne sürdü. Alman arkeolog, tüneller ağının 12 bin yıldan fazla süre varlığını korumasını, orijinal tünel ağının çok büyük boyutta olması ihtimaline bağladı. Austria Times gazetesine çalışmaları hakkında bilgi veren Kush "Bu yeraltı tünel ağının sadece Almanya, Bavyera'da 700 metre, Avusturya'da Styria'da 350 metresini bulduk. İskoçya'nın kuzeyinden Akdeniz'e Avrupa'yı geçen binlercesi var. Çoğu, büyük bir solucan deliğinden büyük değil, sadece bir kişinin kıpırdamasına yetecek kadar 70 santim genişliğinde. Kimileri, köşelerle gelişi güzel serpiştirilmiş. Bazılarında ise oturma ve depolama odaları var. Hepsi birbirine bağlı değil fakat birarada farz edilirse, büyük bir yeraltı ağı" dedi. Uzmanlardan bazıları, yeraltı tünel ağının bugünün anayolları gibi kullanıldığını söylüyor. Alman arkeolog Dr. Heinrich Kusch, Taş Devri’nden kalma tünellerin tüm Avrupa’yı sardığını öne sürdü. Dr. Heinrich Kusch, “Secrets Of The Underground Door To An Ancient World” Antik Dünyaya Açılan Yer altı Kapısının Sırları adlı kitabında, Avrupa kıtasının hemen her köşesinde Neolitik yerleşimlerin altlarında tüneller olduğunu belirterek, bu tünel ağının İskoçya’dan bugünkü Türkiye topraklarına kadar uzandığını yazdı. 12 bin yıl önce yapılan tünel ağının bazı parçalarının ilk günkü gibi sağlam olduğunu belirten Heinrich Kusch, Almanya’nın Bavyera bölgesinde bulunan 700 metrelik bir tünelle Avusturya’nın Styria bölgesinde bulunan 350 metre uzunluktaki tünelin bu ağın parçaları olduğunu bildirdi. Alman arkeolog’a göre, 70 santimetre çapında olan ve solucan deliklerini andıran bu tünellerin bazı noktalarında oturma yerleri, erzak depoları ve barınma odaları bulunuyor. Heinrich Kusch Anadolu topraklarına kadar uzanan ve günmüzün otoyollarının işlevini gören bu tünellerin yırtıcı hayvanlardan ve kötü hava koşullarından korunmak için yapıldığının sanıldığını kaydetti. Diğer bir görüş ise insanların savaşlardan, şiddetten ya da hava koşullarından etkilenmeden seyahat yapmak için bu yolları yaptığını öne sürüyor. göre şapeller genellikle bu yeraltı tünellerinin girişlerine inşa ediliyordu. Çünkü Kilise, tünellerin dinsiz mirasını temsil edebileceğinden çekiniyordu. Diğer birçok şey gibi, Kilise bu tünellerin de bir sır olarak kalmasını istedi. Bazı tünel yazıtlarında ise, bu yeraltı tünellerinin cehenneme giden bir kapı olarak görüldüğü anlaşıldı.

antik dünyaya açılan yeraltı kapısının sırları kitabı