Ölü Ozanlar Derneği, N. H. Kleinbaum’un roman olarak kaleme aldığı bir eser olmakla beraber Tom Schulman’ın senaryosuyla 1989 yılında beyaz perdede yayınlandı. Baş rolünde Robin Williams’ın oynadığı bu film, en iyi senaryo akademi ödülünü almayı başardı. İşte, Ölü Ozanlar Derneği oyunu Ankaralılarla mı buluşuyor, Ölü Ozanlar Derneği oyunu ne zaman, nerede, konusu ne hakkında merak edilen bütün detaylar Devamı İçin Diğer Sayfaya Geçiniz! ÖlüOzanlar Derneği. ESERİN ; ADI: Ölü Ozanlar Derneği YAZARI: N. H. Kleinbaum ÇEVİRİ: Sızan Cehani Alioğlu SAYFA SAYISI: 142 Sayfa BASKI YILI: 1990 BASILDIĞI YER: Real Yayıncılık ESERİN KISA ÖZETİ: Welton Akademisi bulunduğu bölgenin en disiplinli ve en iyi eğitim veren okullarından biriydi. En ufak disiplinsizlikte bile Anna ve Fransız Öpücüğü (Seri) Bin Damla Gözyaşı; Buzkentin En Soğuk Kızı; Bülbülü Öldürmek; Hayatın Kıyısında; Hiç Kimse Sıradan Değildir ÖlüOzanlar Derneği Kısa Özet. Geleneklere olan bağlılığı ve katı disiplin kurallarıyla ünlü Welton Akademisi’nin öğrencilerinin okul ve yatakhane arasında geçen tekdüze hayatları yeni İngilizce öğretmenleri John Keating’in okullarına gelmesiyle bir anda değişir. Ölü Ozanlar Derneği'nin hem kitabını okudum, hem de filmini seyretmiştim. Bence kitabı ya da filmi daha güzeldi şeklinde bir ayrıma gerek yok. İkisi de severek okuyup izlediklerim arasında, konusu da akılda kalıcı. Öte yandan Kaç Para Kaç filmini daha önce duymamıştım, konu hoşuma gitti, mutlaka izleyeceğim, teşekkürler:) UViEF. 1- “Ölü Ozanlar Derneği” adlı kitabın yazarı aşağıdakilerden hangisidir? A Walt WHITMAN B Nancy H. Kleinbaum C Neil PERRY D Robin WILLIAMS 2- “Ölü Ozanlar Derneği” adlı kitapta adı geçen Vermont Eyaleti hangi ülke sınırları içindedir? A ABD B İngiltere C Rusya D İsveç 3- Welton Akademisi’nin kuruluş yılı aşağıdakilerden hangisidir? A 1959 B 2003 C 1789 D 1859 4- Aşağıda adı geçen isimlerden hangisi kitabın kahramanlarından biri değildir? A Nolan B Keating C Zeze D Charlie 5- Welton Akademisi’nin dört esası aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru verilmiştir? A Gelenek - Onur - Disiplin - Mükemmellik B Gerçekçilik - Onur - Azim - Başarı C Gelenek - Azim - Disiplin - Başarı D Gerçekçilik - Azim - Başarı - Mükemmellik 6- Kitapta öğrencileri “Ölü Ozanlar Derneği” ile tanıştıran akademinin sıra dışı İngilizce öğretmeni kimdir? A Mc. Allister B Bay Keating C Todd Anderson D Dr. Hager 7- Kitapta Todd “Hey Reis! Bizim Reis!” diye kime seslenmiştir? A Bay Keating B Müdür Nolan C Abraham Lincoln D Kennedy 8- “Ölü Ozanlar Derneği”nin kuruluş amacı aşağıdakilerden hangisidir? A Gününü gün etmek B Ölmüş şairleri anmak C Edebiyat sınavlarına hazırlanmak D Hayatı iliğine kadar özümsemek 9- Aşağıdakilerden hangisi kitabın intihar eden kahramanıdır? A Bay Keating B Knox C Müdür Nolan D Neil Perry 10- Neil Perry adlı öğrenci çok istemesine rağmen babası ne yapmasına izin vermemiştirir? A Müzisyenlik B Futbol C Tiyatro D Sinema artistliği Cevap Anahtarı 1-B 2-A 3-D 4-C 5-A 6-B 7-A 8-B 9-D 10-C Ölü Ozanlar Derneği Nancy H. Kleinbaum Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız... Kitabı okumamış olanlar için yazının kitabın gidişatıyla ilgili bilgiler içerdiğini şimdiden belirtelim. Romanın başkarakterlerinden olan Sam Gordon, bir öğretmen. Dersi işleyişi farklı olan bir öğretmen… Dersinin amacının düşünmek olduğunu söylüyor. Öğrencilerine şüpheci olmayı ve önce kendileri hakkında düşünmeleri gerektiğini öğretiyor. Tıpkı Ölü Ozanlar Derneği’nin John Keating’i gibi diğer öğretmenlerden farklı. Sam aynı zamanda bir iktisatçı olduğu için her şeyin iktisatla olan ilgisini düşünüyor. Öğrencilerine verdiği petrol örneğini Antep fıstığı örneğine benzetmesi dikkat çekiyor. Bunu kitabı okuyanlar anlayacaktır. Bir noktaya kadar tercihler aynı, bir noktada değişiyor ve farklı bir tercih söz konusu oluyor. Sam Gordon, dersinde öz menfaat kavramından da bahsediyor. Bu kavram bizim öğrendiğimiz homoeconomicus, yani iktisadi insan kavramıyla örtüşüyor diye düşünüyorum. Bireyin çıkarını düşünmesinin herkesin çıkarını sağlayacağı fikri... Sam, görüş ayrılığı konusunda tartışabilen bir karakter ve savunmasını güçlü bir şekilde yapabilen biri. Bu noktada zengin yaşamak ve insanların tercih haklarını yok etmemek konusundaki sözlerini çok beğendiğim için iki cümleyi kitaptan olduğu gibi alıyorum. “Kendilerine yardım etmek amacıyla bile olsa, insanların tercihlerini daha fazla sınırladıkça onlardan sorumluluğu da daha fazla uzaklaştırıyoruz.” Aslında burada önemli olan bir diğer şey, tercih kavramının konuya girmesiyle iktisadın bizzat insanla ilgili bir bilim olmasıdır. Yani tercih eden kişi tercihinin maliyetini de bilir. “Bir ana babanın amacı sadece bir çocuğu fiziksel zarardan uzak tutmak değil, aynı zamanda çocuğa tehlikeyle başa çıkmasını ve dünyanın tadını çıkarmasını öğretmektir.” Eğer bir çocuk bunu öğrenmeden ana babasını kaybederse tutunacak bir şey bulamayacak ve her tehlikede kendisini korumasını beklediği birini arayacaktır. Sam, kitabın bir diğer karakteri Laura’nın tanımıyla özgüveni olan ancak görüşlerini başkalarına empoze etmeye çalışmayan, hatta bundan rahatsız olan ve sigortası olmayan birine yardım edilmesine karşı olsa da dilencilere para veren biridir. Buradaki önemli nokta dilenciye para veriyor olmasıdır. Dilenci parayı kötü bir şeye harcasa da bunu kendi kararıyla yapacaktır. Sam, kendi kararlarına karışılmasını istemediği için başkalarının kararlarına ve isteklerine de engel olmuyor. Yani kendisine yapılmasını istemediği şeyi başkasına yapmıyor. Laura Silver İngilizce öğretmeni. Şiirlerden alıntılar yaparak ders anlatır. “Edinip harcayarak heba ederiz güçlerimizi”, “Ayak da hissedemez giyiliyken ayakkabı” gibi alıntıların ne demeye çalıştığı kitapta çok iyi işlenmiş. Maddi rahat peşinde koşmanın gerçekten hissedebilme yeteneğimizi körelttiği… Laura ve Sam arasında geçen tartışmalardan birinde Laura öğretmenlerin az maaş aldığına değiniyor. Sam ise maaşların artması durumunda öğretmen olmak isteyenlerin artacağını ve seçim yapmanın imkansız olacağını söylüyor. “Yaşam, içinde yaşadığımız koşullara içerlemediğin zaman çok daha iyidir. Sızlanmayı bırak ve o konuda bir şeyler yap.” Kitaptaki bu cümle yapmak gerek diyenlerle yapacağım diyen insanlar arasındaki farkı keskin bir biçimde ortaya koyuyor. Eserde gelişen olaylarla görüyoruz ki şirketlerin en önemli amacı kâr etmektir fakat sürekliliği sağlamak dışında tüketiciyi kazıklayarak daha çok para kazanmak durumunda şirket tüketicileri kaybedecektir. Bu doğrultuda bir bağış yapmak çevredekileri umursadıklarını göstermenin bir yoludur. Sam birçok fikriyle çevresindekileri etkiler. “Nitelikli işgücünü cezbedebilmek için rakiplerle baş edecek ücret ve çalışma koşulları önermek zorundasın.” “Kâr fırsatını ele geçirmenin yolu, müşterinin ne istediğini anlamak ve bunu mümkün olan en ucuz şekilde tedarik etmektir.” Bir ürünün birçok çeşidinin olduğundan bahsedilince Sam, piyasada yeni bir şey keşfedenin müşteri kazanacağını söylüyor. Ancak rekabet oluşunca fiyatlar düşer ve kâr azalır. Rekabetin etkisi enflasyon ile maskeleniyor. Piyasanın asıl hizmetini görmek için fiyat ve gelirden enflasyonu ayırmak gerekiyor. Bu noktada iyi hizmet ve düşük fiyat veren rakibin şansı daha yüksektir. Yani piyasanın derinliklerinde görünmez bir kalp vardır. İyi olan kazanır. Bu biraz görünmez el kavramını anımsatıyor. Bu kavramda her şeyin doğal dengesi vardır. Görünmez kalp kavramı da iyi olmayanın bir süre sonra kaybedeceğini ve doğal denge ile iyi olan rakibin kazanacağını söyler. Roman Sam’in ilginç derslerinden biriyle devam ediyor. Derste öğrencilerine bir günlük diktatör olmaları gerektiğinde ve şartın tek bir yasa çıkarmak olduğunda ne yapacaklarını soruyor. Kendisi yasa çıkaracak olsa bunun televizyonu yasaklamak olduğunu ama bu yasayı uygulamayacağını söylüyor. Televizyon ona göre insanları gerçeklerden ve birbirlerinden uzaklaştırır fakat yasağı uygulamaz çünkü ona göre iyi yaşamda iyi günler de vardır kötü günler de. İnsanın doğasında olan bir şey yasaklanırsa hayat, hayat olmaktan çıkar. Ayrıca Sam, kendi vereceği kararı devlet uygularsa bunun ne anlamı kalacağını düşünüyor. Laura bu derste konuşulanları gizlice dinlediğinde Sam’in okuldan atılma tehlikesini hak edecek davranışının öğretmenliğiyle alakalı olmadığını anlıyor. Sam, öğrencilerini düşünmeye sevk ediyor ve bu oyunlarla toplumsal sorunlar hakkında düşünmelerini sağlıyor. Romanda Sam karakterinin yoksullukla mücadeleyi devlet yardımı ile yapmayı savunmadığını görüyoruz. Yani devlet müdahalesine karşıdır. “ İdeal olan sizden istenmeden vermektir, merhamet duygusundan dolayı vermektir. Yoksullara devletin baktığı bir dünya, hayattan merhamet duygusunu kaldırıyor.” Kitapta verilen bir düşünce de şudur Özel yardım girişimi, yoksullar için vergiler kadar para biriktiremese de vergilerin iyi tarafının para toplamak olmasının yanında bir de kötü yanı olan tekele yol açmasından dolayı tercih edilebilir. Değinilen bir diğer konu, fiyatları düşüren bir firmadan mal alan müşterinin tasarruf yapacağı ve o mala vereceği parayla başka şeylere de harcama yapabileceğidir. Bastiat’ın görünmeyen kavramını akıllara getiriyor. Bastiat Kırık Pencere yazımızı okuyabilirsiniz. Burada asıl görünen durum, firmanın indirim yapmasıyla daha az kâr elde etmesidir. Ancak görünmeyen durum ise müşterinin alacağı başka bir şeyle diğer sektörlerin de kâr etmesidir. Sam de “İyi bir iktisatçı olmak için görünmeyene bakılmalı” diyerek Bastiat’ı destekliyor. Eser, ilginç bir şekilde Sam’in belki de Laura ile olan yakınlığından dolayı dilenciye para yerine meyve suyu vermesi, yani kendi kuralını yıkmasıyla bitiyor. İşin ilginci Laura da ondan önce dilenciye para vererek kendi kuralını yıkmıştı. Kim bilir, belki de bu davranışların sebebi birbirlerine duydukları his değil de piyasadaki görünmez kalptir. Eserin Analizi Laura ve Sam iktisadın sorunlarından birini temsil ediyor. İktisadi hayatın düzenlenmesini bireysel kararlara dayalı piyasaya mı dayalı olarak ayarlamalıyız, kamu otoritesine göre mi? Her şeyin bir bedeli ve alternatifi vardır. Her iktisadi olayın, görünen ve görünmeyen sonuçları olacaktır. İç piyasaya müdahalenin en yaygın uygulaması vergilerdir. Aşırı vergiler ise insanlarda çalışma isteğini kırar ve üretim daralır. Rekabet fikirler üzerinde de yaşanabilir. Başarılı ve iyi işleyen bir sosyal politika tasarlamak oldukça zordur. / Rüzgârda Uçuyorum ESERİN ; ADI Ölü Ozanlar Derneği YAZARI N. H. Kleinbaum ÇEVİRİ Sızan Cehani Alioğlu SAYFA SAYISI 142 Sayfa BASKI YILI 1990 BASILDIĞI YER Real Yayıncılık ESERİN KISA ÖZETİ Welton Akademisi bulunduğu bölgenin en disiplinli ve en iyi eğitim veren okullarından biriydi. En ufak disiplinsizlikte bile çok büyük cezalar veriliyordu. Okul tarafından benimsenmiş olan bazı ilkeler Devamını oku → Ana Sayfa Edebiyat Roman Çeviri Kitap HakkındaN. H. Kleinbaum yazarının eşsiz eseri olan Ölü Ozanlar Derneği kitabıdır. Bilge Kültür Sanat tarafından basılmıştır. Adil Kutay Kutlu satıcısı tarafından ₺ fiyatından satışa sunulmaktadır. Kitap kondisyonu "Yeni" durumundadır. Ölü Ozanlar Derneği kitabı Edebiyat kategorisi altında bulunan Roman Çeviri alt kategorisinde bulunmaktadır. Bu ürün için kargo ücreti Alıcı Öder şeklinde sunulmuştur. Satıcının stoğunda bu üründen 1 adet bulunmaktadır. Yeni ISBN6055261122 Eklenme Tarihi 29 Tem 2022 Cum 2320 Favori 0Stok 1 Yayınevi YazarN. H. Kleinbaum Baskı Yılı2019 Baskı Sayısı13 Sayfa Sayısı136 Kargo ALICI ÖDER Bu kitap şu an satılmamaktadır. Kitabın Satıcısı Kitap HakkındaN. H. Kleinbaum yazarının eşsiz eseri olan Ölü Ozanlar Derneği kitabıdır. Bilge Kültür Sanat tarafından basılmıştır. Adil Kutay Kutlu satıcısı tarafından ₺ fiyatından satışa sunulmaktadır. Kitap kondisyonu "Yeni" durumundadır. Ölü Ozanlar Derneği kitabı Edebiyat kategorisi altında bulunan Roman Çeviri alt kategorisinde bulunmaktadır. Bu ürün için kargo ücreti Alıcı Öder şeklinde sunulmuştur. Satıcının stoğunda bu üründen 1 adet bulunmaktadır. Bu Kitabın Diğer Satıcıları Beğenebileceğiniz Diğer Kitaplar ESERİN ; ADI Ölü Ozanlar Derneği YAZARI N. H. Kleinbaum ÇEVİRİ Sızan Cehani Alioğlu SAYFA SAYISI 142 Sayfa BASKI YILI 1990 BASILDIĞI YER Real Yayıncılık ESERİN KISA ÖZETİ Welton Akademisi bulunduğu bölgenin en disiplinli ve en iyi eğitim veren okullarından biriydi. En ufak disiplinsizlikte bile çok büyük cezalar veriliyordu. Okul tarafından benimsenmiş olan bazı ilkeler vardı. Bu ilkeler disiplin, gelenek, yetkinlik ve onurdu. Okul bu ilkelerden asla vazgeçmiyor, bu ilkelere uymayanlar ise en ağır şekilde cezalandırılıyordu. Her sene açılış törenlerinde bu ilkeler öğrenciler tarafından açıklanıyordu. Bu okul yatılı bir okul olmasından dolayı öğrenciler aralarında çok sıkı arkadaşlıklar kuruyorlar ve her zaman kötü zamanlarında birbirine destek oluyorlardı. Çünkü onlar daha küçük yaşta anne ve babalarından ayrılmış ve böyle disiplinli bir okula gelmiş olmanın sıkıntılarını yaşıyorlardı. Bu sıkıntıların üstesinden birbirlerine verecekleri destek ile gelebileceklerdi. Anne ve babaları için, çocuklarının bu okulda okuması büyük bir gururdu. O yıl yani 1959 da Welton Akademisi yine görkemli bir açılış yapmış. Ve okula yeni alınan öğrencilerle birlikte eğitim yılına başlamıştı. Welton Akademisine başka bir okuldan transfer olan Todd Anderson çekingen bir çocuk olduğundan dolayı henüz yeni arkadaşları ile tanışmamıştı. Onun kendisine hiç güveni yoktu. Her zaman çok alçak bir sesle konuşuyor ve insanlardan utanıyordu. Oda arkadaşı Neil onunla tanışmış ve onu bu özelliğinden dolayı azarlamıştı. Çünkü yatılı bir okulda eğer içine kapanık olarak davranırsa çok şeyler kaybedeceğini ve bu özelliğinden hemen kurtulmasını gerektiğini söyledi. Neil Toddu diğer arkadaşları ile tanıştırdı. Knox, Charlie, Cameron, Pitts ve Meeks’de onu çok sevmişlerdi. İşte arkadaşlıkları böyle başladı. Hem okulun eski mezunu hem de yeni İngilizce öğretmeni olan Keating’in okula gelmesi ile bu arkadaş grubunu yaşamı değişmeye başladı. Bay Keating’ten etkilenen yedi arkadaş Ölü Ozanlar Derneğini kurdular. Derneğin yeri okulun yakınlarında bir mağaraydı. Çocuklar bu mağarada toplanıp burada ölü ozanların şiirlerini okuyorlar ve adeta bu şiirleri yaşıyorlardı. Burada toplanıp bu şiirleri okumanın asıl amacı ailelerinin baskı ve beklentilerinden bir an için uzaklaşmak ve yaşamın her anının ne kadar önemli olduğunu anımsamaktı. Bu dernekte toplanıldığında herkes sıra ile şiirler okurdu. Ancak Todd Anderson utangaçlığından dolayı şiir okuyamıyordu. Kısa bir süre sonra o da bu dernek sayesinde utangaçlığını üzerinden atmıştı. Neil’in en büyük isteği bir tiyatro oyununda rol almaktı. Bay Keating’in de yardımıyla bölgede sergilenecek bir tiyatro oyununda baş rolü aldı. Ancak babası kesinlikle bunu istemiyordu. Buna rağmen Neil babasından habersiz olarak Ölü Ozanlar Derneğinde edindiği bir takım düşüncelere dayanarak bu oyunu oynadı. Babası da bu oyuna gitmiş ve Neil’i bu oyunda görünce deli olmuş, çok sinirlenmişti. Neil’in babası tüm olanların suçlusu Bay Keating’i görüyordu. Bu yüzden Neil’i bu okuldan alıp bir askeri okula yazdırmaya karar verdi. Neil ailesinin kendi yolunu kendisinin çizmesine izin vermediği için çok büyük bir sıkıntı ve stres altına girmişti. Bu sıkıntıya fazla dayanamayan Neil bir kurşunla hayatına son verdi. Bunu duyan tüm yakınları yıkılmıştı. Onun arkadaşaları hariç herkes onun ölümü ile ilgili olarak Bay Keating’i suçluyordu. Neil’in arkadaşları ise suçlunun kesinlikle onun babası olduğunu düşünüyorlardı. Bir süre sonra Okul müdürü Nolan’ın Ölü Ozanlar Derneğinden de haberi oldu . ayrıca bu derneğin kurucusunun Bay Keatin olduğunu da öğrendi. Tüm bunları Nolan’a Cameron ispiyonlamıştı. Yani arkadaşlarını ve Bay Keating’i ele vermişti. Buna sebep olarak da okulun sahip olduğu bazı ilkelerin olduğunu ve bu ilkelere ihanet edemeyeceğini söylemişti. Tüm olanlardan sonra Bay Keating’in öğretmenliğine son verilmesi için çalışmalara başlandı. Derneği ilk kuran öğrenci olan Charlie okuldan atılmıştı. Derneğin diğer üyeleri ise Bay Keating’in öğretmenliğine son verilmesi için imza atmaya zorlanmıştı. Todd Anderson buna karşı gelmiş ve kağıdı imzalamamıştı. Bu yüzden okul müdürü tarafından tehdit edilmeye başlandı. Todd’un çabaları sonuç vermedi ve Keating’in öğretmenliğine son verildi. O okuldan ayrılırken bütün öğrenciler Bay Nolan’nın gözü önünde alkışları ile Bay Keating’e duydukları o büyük sevgiyi gösterdiler. BİLGİSİ aEserdeki kişilerin tasviri Todd Anderson Ailesinin kendisine fazla önem vermemiş olmasından dolayı içine kapanık olarak yetişmiş bir çocuktu. Ancak bu okulda tanıştığı yeni arkadaşları ve Ölü Ozanlar derneği onu bu özelliğinden kurtarmıştı. Ayrıca Todd Anderson’un en büyük özelliği ise sevdiği ve tanıdığı insanların her zaman arkasında olmasıydı. Arkadaşlarının haksız yere zor duruma düşmemesi için elinden gelen her şeyi yapabilirdi. Neil Neil Todd Anderson’nun tam tersine çok aktif ve çok sosyal bir çocuktu. Ayrıca çok da duygusaldı .Herkes tarafından seviliyordu . Ancak babası onun böyle biri olmasını istemiyordu. Sebepsiz yere onun sosyal faaliyetlere katılmasını engelliyordu. Hatta onu hayat yolunu daha şimdiden babası belirlemişti. Babası onun tiyatro oyununda oynamasına izin vermemiş hatta onu okuldan almıştı. Böylece onun ölümüne sebep olan tek kişi babasıydı. Bay Keating Her zaman Özgür düşünen ve bu düşüncesini çevresindekilere de yaymak isteyen iyi niyetli bir insandı. bOlayın geçtiği yer ve zaman Bu Hikaye 1959 yılında Vermont kasabasının Issız tepelinden birine kurulmuş olan Welton akademisinde geçiyor. cAnafikir Bu eserin ana fikri; İnsanlar hayatın her anından her saniyesinden özgürce yaşayarak zevk almasını bilmelidirler. Yardımcı fikir ise, insanlar arasında kurulan sağlam arkadaşlıklar onların her türlü zor durumun üstesinden gelmeleri için çok büyük bir fırsattır. dTür Bilgisi Bu eser bir romandır. Roman, düz yazı biçiminde yazılan ve öyküye göre daha uzun olan bir edebiyat türüdür. Romanın en yaygın ve en kısa tanımlarından birisi budur. Roman, kişi ve olaylar aracılığıyla geçmişin ve bu günün gerçek yaşamını, az ya da çok karmaşık bir örgü içinde anlatan bir edebiyat türü olarak tanımlanır. Bazı tanımlamalara göre ise roman bir düş ürünüdür. Gerçek yaşama uygun olabileceği gibi uygun olmayabilirde; romancı kendi kafasında kurduğu bir dünyayı yansıtabilir. Romanda serüven; gelenek. Görenek ve kişilerin incelenmesi duyguların ve tutkuların çözümlemeleri vardır. Bütün bu tanımlamalar ve nitelemeler çağdaş roman içinde geçerli olmakla birlikte, daha çok 19. yy romanının özelliklerine dayanır. HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞ Kleinbaum tarafından yazılan bu eserde arkadaşlığın ne kadar önemli bir kavram olduğu anlatılmakta. Özellikle yatılı okullarda arkadaşlık kavramı daha da büyük bir önem kazanmakta. İnsanlar arasında kurulan sağlam arkadaşlıklar sayesinde her türlü zorluğun üzerinden üstesinden gelinebilir. Bana göre bu kitap tam bizim durumumuza uygun olarak yazılmıştır. Ayrıca sade ve akıcı anlatımı ile her yaştan herkesin özellikle de bizlerin mutlaka okuması gereken bir kitap… 4. YAZAR HAKKINDA BİLGİ Ölü Ozanlar Derneği isimli eser adındaki Alman yazar tarafından yazılmıştır. Kleinbaum çok fazla eseri olmadığından dolayı fazla popüler değildir ve hakkında bilgi mevcut değildir. Kleinbaum’un en önemli eseri Ölü Ozanlar Derneği . Bu kitapta geçen hikaye Robin Williams’ın başrolünü oynadığı filmle yıllarca akıllardan silinmeyecektir.

ölü ozanlar derneği kitap tahlili