Yeniyolu tut, Türklüğe umut, Sen ol çocuğum. Bizi kurtaran, Öndere inan, Sözünü tutan, Sen ol çocuğum. Küçüksün bugün, Yarın büyürsün, Her işte üstün Sen ol çocuğum, Çalışıp öğren, Her şeyi bilen Yurduna güven Sen ol çocuğum. 3. Aziz Nesin – Çocuklarıma Dalga mı geçiyorsun düşler mi kuruyorsun Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum Yakınçevresine göre Üvercinka başlıklı şiirinin esin kaynağı, şiirin yayınlanmasından kısa süre önce ayrıldığı sevgilisidir. “Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgideydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı CumhuriyetDönemi Türk Şiiri Final 15. Deneme Sınavı çıkmış sorular veya deneme soruları. Ataol Behramoğlu’nun ilk kitabı “Ermeni General”in özelliği aşağıdakilerden hangisidir? Kuş Tufanı(1971), Hücremde Ay Işığı (1974), Nereye Uçar Gökyüzü (1983), Yol Uzundur Günden Ama Ölümden Kısa (2002) isimli Engizli kuytularında ömrümün Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu Şairlerimize Ait Kısa,Anlamli Şiirler (7.07.2010, 08:44) Şairler » Ünlü Düşünürlerden Düşündüren SÖZLER (13.05.2010, 21:33) Şairler » Ataol Behramoğlu Şiirleri (31.07.2011, 20:01) Sizde emanetti bu kısa bir müddet için `Anlayana üç günden farklı değil üç sene `Götürmeliyiz artık çiçeği sahibine` Son uykuya yatmıştı duymadan ilk haberi Bu ihtiyar dünyanın gencecik misafiri Belki de şakacıktan doğdu o nurlu çocuk Dünyayı beğenmeyip giden gururlu çocuk. Tacettin Şimşek . Tacettin Şimşek AtaolBehramoğlu’nun hayatı. 13 Nisan 1942 yılında Çatalca’da dünyaya gelen şairin babası ziraat mühendisiydi. Mesleği gereği Türkiye’nin farklı şehirlerinde görev yapan 0l4GrE. EN GÜZEL AŞK ŞİİRLERİ KISA Sizler için ünlü şairlerin en güzel kısa aşk şiirlerini bir araya getirdik. İşte en çok beğenilen, sevgiliniz için paylaşabileceğiniz yada sevdiğinize gönderebileceğiniz aşk şiirleri... ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN-AŞK BAŞLAMADAN GÜZEL Aşk başlamadan güzel, Kalplerde heyecan Bakışlarda korku olduğu zaman güzel… Birbirimize sezdirmemek için çırpınış, Başkaları görmesin diye çabalayış, Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman… Aşk başlamadan güzel…. NAZIM HİKMET-GÖZLERİNE BAKARKEN ŞİİRİ Gözlerine bakarken güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma, bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde kayboluyorum… Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum, durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin sırrını her gün bir parça veren fakat hiç bir zaman büsbütün teslim olmayacak olan… NAHİT ULVİ AKGÜN-BİRİSİ ŞİİR Bir şey var aramızda Senin bakışından belli Benim yanan yüzümden. Dalıveriyoruz arada bir. İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki, Gülüşerek başlıyoruz söze. Bir şey var aramızda Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek. Fakat ne kadar saklasak nafile Bir şey var aramızda, Senin gözlerinde ışıldıyor, Benim dilimin ucunda. AHMET KUTSİ TECER-SENİ SEVİYORUM DEMEK İSTERDİM seni seviyorum demek isterdim ölesiye bir duyguyla, taparcasına dil dökmek ve saçlarım ağarmadan söylemek isterdim seni sarmak isterdim sonsuzlukla delicesine sevmek bir sarhoş gibi adını sayıklamak ve bağırarak kollarında ölmek isterdim gülüm ATAOL BEHRAMOĞLU-AŞK İKİ KİŞİLİKTİR ŞİİRİ Değişir yönü rüzgarın Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Avutamaz olur artık Seni, sevdiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş gözden; Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiçbir kelebek Tek başına yaşamaz sevdasını, Severken hiç bir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. FARUK NAFUZ ÇAMLIBEL-SON AŞIK Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım, Ey sevdiğim, ben ümitsiz değilim gene Ak düşünce saçların kumral rengine Kollarında son aşıkın ben olacağım. Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen, Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün … O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen? Ben bir beyaz saçlı aşık, sen bir ihtiyar … O gün bana yaklaşırken ey ilahi yar, Esirgeme gözlerimden bir son buseni, Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın, Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni! CAHİT KÜLEBİ-SEVDA ŞİİRİ Bildim ki nasibim yalnız sen, Ekmeğim senden gelirmiş, İnsan uyuyabilirmiş İzin verirsen. Dolaşamıyorum sokakta Rüzgarla serinleyemiyorum, Esneyip gerinemiyorum Upuzun yatamıyorum parkta. Bir mavi balon mudur bu yaz İçi sevda dolu yolculuk, Kurtar beni artık ey çocuk! Dişleri papatyadan beyaz! NAZIM HİKMET- HOŞ GELDİN KADINIM ŞİİRİ Hoş geldin kadınım benim hoş geldin yorulmuşsundur; nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını ne gül suyum ne gümüş leğenim var, susamışsındır; buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim acıkmışsındır; beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam memleket gibi yoksuldur odam. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin ayağını basdın odama kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde ağladın, avuçlarıma döküldü inciler gönlüm gibi zengin hürriyet gibi aydınlık oldu odam... Hoş geldin kadınım benim hoş geldin. aşk şiirşeri, kısa aşk şiiri, ünlülerin en güzel aşk şiirleri, ünlü şairlerin aşk şiirşeri, kisa ask siiri Güzel sözler kategorimizde şimdi de sizlere en güzel ve en ilgi çekici Ataol Behramoğlu Sözlerini derledik. Türkiye’nin gördüğü en iyi şair ve yazarlar içerisinde gösterilir ve günümüzde hatırı sayılır bir okuyucu kitlesi vardır. Yaşayan edebiyat efsanelerinden birisi olarak gösterilen Behramoğlu, kitaplarında ve eserlerinde kullanmış olduğu sözler ile birlikte insanlara çok ciddi bir yol gösterici olarak dikkat çekmiştir. Zamana bağlı olarak insanların sosyal medyada söz paylaşmaları ile birlikte Ataol Behramoğlu bir ardım daha ön plana çıkmıştır. Bizlerde sizlere aşağıda ünlü sanatçının en güzel sözleri derleme yoluna gittik. Şiir canlı bir organizmadır. Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı. Sigaranın şiirle alakası yok. Lisedeyken herkes gibi ben de sigara içerdim. Sonra baktım sigara içerken kafam iyice dumanlanıyor, e bu sefer de şiir yürümüyor; sigarayı bıraktım. Ama arada bir tüttürüyorum yine. Şair şiire karşı sorumludur. Nesir uçar, şiir kalır. İnsanın mucizesinin farkında olmayan, buna inanmayan kişi sanatçı olamaz. Şiir yazar belki ama şair olamaz. ence Türkiye’de gençler doğru eğitilmiyor. Gençlerin yetenekleri baskılanıyor, önleri kesiliyor. Bu yüzden gerçek niteliklerini ortaya çıkaramıyorlar. Ve cellat uyandı yatağında bir gece tanrım dedi bu ne zor bilmece öldükçe çoğalıyor adamlar ben tükenmekteyim öldürdükçe… Sevdiğim, Sonsuzca yitirdiğim ender çiçek, Geri kalan yılları ömrümün, Seni anımsamama yetmeyecek. Rüyalar bile geceleri bekler gizlice görünmek için. Yüreğimdesin, saklısında içimin gizlice sevgilim. Oysa insan olmak, çoğalabilmektir başkalarıyla. İnsansın; birinin canı yanarken, senin de canın yanıyorsa. Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir… Öğrendim ki. Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirir. Öğrendim ki, Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız… Yaratıcılık bir cevherdir. Bu cevheri ortaya çıkarmak için eğitim gerekir. Örneğin Rusya’da Gorki Enstitüsü vardı -şimdi hâlâ var mı bilmiyorum-, bakarsanız birçok büyük Rus edebiyatçı bu enstitüde eğitim almıştır. Türkiye’de de Köy Enstitülerinin böyle bir özelliği vardı. Köy Enstitüleri olmasa Fakir Baykurt gibi yazarlar çıkmazdı. Yanıma gelip, “Dua diye bir şiirinizi okuduk, çok güzelmiş” diyorlar. Ama o şiiri ben yazmadım ki. İnternet’e biri yazmış, altına da adımı koymuş. Şiir değerlendirmesi şiirsel olmalıdır. Kuru analizler, ancak şiiri öldürmeye yarar. Şiir damıtılmış bir üründür. Bir şiirden, hatta bir dizeden esinle kitaplar yazılabilir. Gök sanki eriyecek mavilikten çimenler uykulu ve sıcak bir kadın geçiyor çıplak ayaklarını yüreğime basarak. Eskidenmiş sabredip murada ermek, Şeyhin kerametini bekleyerek. Öyle zamanlar yaşamaktayız ki dostum, Erdemdir bazen, sabretmemek. Dünyaya bir daha gelirsen nasıl bir hayat isterdin sorusuna kim ne derdi bilmiyo…rum ama, ben aynı ananın evladı olmak isterdim. Burjuvalar kocaman duvarlarla çevirmişler avlularını. Ama bir kiraz ağacı gördüm geçen gün, Dışarı uzatmıştı en çiçekli dalını. Evet haklısınız, erkekler bir odundur, çünkü hepsinin beklemekten ağaç olduğu bir sevgilisi olmuştur..! Anne gezindiğin bağ baba yaslandığın dağdır! Ömrümün en güzel çağı, annen ve babanla olandır. İsim nedir ki, Bulutlara yazılır geçer. Yüzüm nedir ki, Akar suya çizilir geçer… Ömür nedir ki, Kurulur bozulur geçer. Sevda nedir ki, Dokunursun süzülür geçer. Şiir nedir ki, Sezilir geçer. İnsan nedir ki, Bir şeylere sevinir, üzülür geçer. Öğrendik ki, İki şey asla terketmezmiş insanı Biri yanındaki ana, diğeri kalbindeki yara. Bence Türkiye’de gençler doğru eğitilmiyor. Gençlerin yetenekleri baskılanıyor, önleri kesiliyor. Bu yüzden gerçek niteliklerini ortaya çıkaramıyorlar. Vatan, bu ülkenin tepesine çöreklenmiş gerici, karanlık, emperyalizm işbirlikçisi güçlerden behemehal, mutlaka, kesinkes kurtulmalıdır ve kurtulacaktır. arih kuşkusuz ki birebir tekrar değildir. Aslında bu, her şeyin, bütün toplumsal ve kişisel olguların gerçeğidir. Fakat benzer koşulların benzer sonuçlar doğuracak olması da doğaldır. İster eğitimsizlik, ister töre baskısı, ister dinsel tutuculuk diyelim; hangi gerekçelerle açıklayıp anlamaya çalışırsak çalışalım; Türk erkeğinin ruhunun derinlerinde kadına karşı bu bir yanıyla hor görme, bir yanıyla dinmez aşağlık duygusunun, bu şiddet kullanma eğiliminin, bu akıl dışı korkunç hastalığın önü alınıp kökü kazınamadıkça, bu ülkenin mutluluk yüzü görebilmesi olanaksızdır… Hayvan kötülük olsun diye kötülük yapmaz. Kötülük olsun diye kötülük yapmak ve bu anlamıyla da ahlâksızlık insana özgüdür. İnsan yurdunu teninde duyarak yaşamalı. Oysɑ insɑn olmɑk, çoğɑlɑbilmektir bɑşkɑlɑrıylɑ. İnsɑnsın; birinin cɑnı yɑnɑrken, senin de cɑnın yɑnıyorsɑ. Anne gezindiğin bɑğ bɑbɑ yɑslɑndığın dɑğdır! Ömrümün en güzel çɑğı, ɑnnen ve bɑbɑnlɑ olɑndır. Ve kederi de yɑşɑmɑlısın, nɑmuslucɑ, bütün benliğinle çünkü ɑcılɑr dɑ, sevinçler gibi olgunlɑştırır insɑnı. SAYFA İÇERİĞİ Ataol Behramoğlu Sözleri, Ataol Behramoğlu Sözleri ve Alıntıları, Ataol Behramoğlu Alıntıları, Ataol Behramoğlu En Güzel Sözleri, Kısa Ataol Behramoğlu Sözleri, En Güzel Ataol Behramoğlu Sözleri, Ataol Behramoğlu Kısa Sözleri, Ataol Behramoğlu Özlü Sözleri, Güzel sözler sitemizde Türk şair, yazar, çevirmen ve edebiyatçı olan Ataol Behramoğlu sözleri ve alıntıları itina ile derlenmiştir. Sizler için hazırladığımız sayfamızda yer alan sözleri ve alıntıları sosyal medya hesaplarınızda yayımlayabilir, mesaj yoluyla sevdiklerinize iletebilirsiniz. Sayfamızda yayımlanmasını istediğiniz sözleri yorum bölümünden bizlere iletebilirsiniz. ATAOL BEHRAMOĞLU SÖZLERİ ve ALINTILARI Nesir uçar, şiir kalır. Şiir canlı bir organizmadır. Şair şiire karşı sorumludur. İnsan yurdunu teninde duyarak yaşamalı. İnsan, âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar. Ölümdür yaşanan tek başına, aşk iki kişiliktir… Keder sokulgan adımlarıyla gelip kıvrılıyor yüreğime. Öğrendim ki… Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor. Yaşamak görevdir yangın yerinde. Yaşamak insan kalarak. Şimdi bir tren penceresinden başka yaşamlara bakar gibiyim. Bu sabah mutluluğa aç pencereni, bir güzel arın dünkü kederinden. Birini ne kadar çok seversen, hayat onu senden o kadar uzaklaştırıyor. Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telaş. Ölüm de böyle bir şey olmalı diye düşündü; gitgide yoğunlaşan bir unutkanlık. Bütün ömrümce aradığımı bulduğumda, oturup ağlayacağım bir deniz kıyısında. Öğrendim ki. Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirir. Öğrendim ki…Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır. Şiir değerlendirmesi şiirsel olmalıdır. Kuru analizler, ancak şiiri öldürmeye yarar. Şiir damıtılmış bir üründür. Bir şiirden, hatta bir dizeden esinle kitaplar yazılabilir. Öğrendik ki, iki şey asla terketmezmiş insanı Biri yanındaki ana, diğeri kalbindeki yara. Kaldırın bugün ne kadar engel varsa güneşle aranızda, elinizin değdiği her şey gökyüzü koksun. Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır! Ömrümün en güzel çağı, annen ve babanla olandır. Rüyalar bile geceleri bekler gizlice görünmek için. Yüreğimdesin, saklısında içimin gizlice sevgilim. Ama artık gitmek geliyor içimden. Bir sabah masmavi bir bulutun peşinden, dönüşü olmayan yerlere. Sevdiğim, sonsuzca yitirdiğim ender çiçek, geri kalan yılları ömrümün, seni anımsamama yetmeyecek. Evet haklısınız, erkekler bir odundur, çünkü hepsinin beklemekten ağaç olduğu bir sevgilisi olmuştur..! Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı. Oysa insan olmak, çoğalabilmektir başkalarıyla. İnsansın; birinin canı yanarken, senin de canın yanıyorsa. Gök sanki eriyecek mavilikten çimenler uykulu ve sıcak bir kadın geçiyor çıplak ayaklarını yüreğime basarak. İnsanın mucizesinin farkında olmayan, buna inanmayan kişi sanatçı olamaz. Şiir yazar belki ama şair olamaz. Aramızda söylenmiş sözlerin uzaklığı, aramızda yaşanmış şeylerin uzaklığı, yakın ayrılıkların sezgisi tenimizde. Burjuvalar kocaman duvarlarla çevirmişler avlularını. Ama bir kiraz ağacı gördüm geçen gün, Dışarı uzatmıştı en çiçekli dalını. Ve cellat uyandı yatağında bir gece tanrım dedi bu ne zor bilmece öldükçe çoğalıyor adamlar ben tükenmekteyim öldürdükçe… Öğrendim ki, kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız… Dünyaya bir daha gelirsen nasıl bir hayat isterdin sorusuna kim ne derdi bilmiyorum ama, ben aynı ananın evladı olmak isterdim. Hayvan kötülük olsun diye kötülük yapmaz. Kötülük olsun diye kötülük yapmak ve bu anlamıyla da ahlâksızlık insana özgüdür. Yanıma gelip, ”Dua diye bir şiirinizi okuduk, çok güzelmiş” diyorlar. Ama o şiiri ben yazmadım ki. İnternete biri yazmış, altına da adımı koymuş. Eskidenmiş sabredip murada ermek, Şeyhin kerametini bekleyerek. Öyle zamanlar yaşamaktayız ki dostum, erdemdir bazen, sabretmemek. Bence Türkiye’de gençler doğru eğitilmiyor. Gençlerin yetenekleri baskılanıyor, önleri kesiliyor. Bu yüzden gerçek niteliklerini ortaya çıkaramıyorlar. Vatan, bu ülkenin tepesine çöreklenmiş gerici, karanlık, emperyalizm işbirlikçisi güçlerden behemehal, mutlaka, kesinkes kurtulmalıdır ve kurtulacaktır. Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de var olduğumu düşünmeyi, ürpererek. Karanlık bir oda da küçük bir çocuk gibi yağmurdan ve yalnızlıktan ürpererek. Sigaranın şiirle alakası yok. Lisedeyken herkes gibi ben de sigara içerdim. Sonra baktım sigara içerken kafam iyice dumanlanıyor, e bu sefer de şiir yürümüyor; sigarayı bıraktım. Ama arada bir tüttürüyorum yine. İsim nedir ki, Bulutlara yazılır geçer. Yüzüm nedir ki, Akar suya çizilir geçer… Ömür nedir ki, Kurulur bozulur geçer. Sevda nedir ki, Dokunursun süzülür geçer. Şiir nedir ki, Sezilir geçer. İnsan nedir ki, Bir şeylere sevinir, üzülür geçer. Yaratıcılık bir cevherdir. Bu cevheri ortaya çıkarmak için eğitim gerekir. Örneğin Rusya’da Gorki Enstitüsü vardı. Şimdi hâlâ var mı bilmiyorum, bakarsanız birçok büyük Rus edebiyatçı bu enstitüde eğitim almıştır. Türkiye’de de Köy Enstitülerinin böyle bir özelliği vardı. Köy Enstitüleri olmasa Fakir Baykurt gibi yazarlar çıkmazdı. Yahya Kemal Beyatlı - Geçmiş YazRüya gibi bir yazdı. Yarattın hevesinleHer anını, her rengini, her şi’rini doludur bahçeler en tatlı sesinle!Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdanKörfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksinGeçmiş gecelerden biri durmakta derinde;Mehtap... iri güller... ve senin en güzel aksin...Velhasıl o rüya duruyor yerli yerinde!Nazım Hikmet - Ne Güzel Şey Hatırlamak SeniNe güzel şey hatırlamak seniölüm ve zafer haberleri içinden,hapisteve yaşım kırkı geçmiş iken...Ne güzel şey hatırlamak senibir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elinve saçlarındavakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...İçimde ikinci bir insan gibidirseni sevmek saadeti...Parmakların ucunda kalan kokusu sarduya yaprağının,güneşli bir rahatlıkve etin davetikıpkızıl çizgilerle bölünmüşsıcak koyu bir karanlık...Ne güzel şey hatırlamak seni,yazmak sana dair,hapiste sırt üstü yatıp seni düşünmekfilanca gün, falanca yerde söylediğin söz,kendisi değiledasındaki dünya...Ne güzel şey hatırlamak tahtadan birşeyler oymalıyım yinebir çekmecebir yüzük,ve üç metre kadar ince ipekli hemenfırlayarak yerimdenpenceremde demirlere yapışarakhürriyetin sütbeyaz maviliğinesana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...Ne güzel şey hatırlamak seniölüm ve zafer haberleri içinde,hapisteve yaşım kırkı geçmiş iken...Oktay Rifat - AnışHer dakikasını ayrı hatırlarımErenköy’de geçen zamanımınRüyama girer bir aradaİstanbul bahar ve Türkân’ımBir odamız vardı etrafı sarmaşıkBostanlara bakan penceremizO güller kadar tazeBen ona deli gibi âşıkBir yastıkta dinlenir başlarımızSaçlarım saçlarına karışırdıO güzel bir kızdı ince alımlıNe giyse yaraşırdıYeter ki gönüller şen olsunŞarkılar söylerdik yoldaHep karşıma otururdu ellerini tutardımAkşam üstü eve dönerken paraşoldaAğaçlar çiçekteydiTürkân’ım sağ beraberimdeKalbim sevda içindeydiİstanbul bahar içindeOrhan Veli Kanık - AnlatamıyorumAğlasam sesimi duyar mısınız,Mısralarımda;Dokunabilir misiniz,Gözyaşlarıma, ellerinizle?Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,Kelimelerinse kifayetsiz olduğunuBu derde düşmeden yer var, biliyorum;Her şeyi söylemek mümkün;Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Faik - Bir MasaBize bir masa ayır YanakimuAleksandra’mla benim içinBir çiçeksiz,Örtüsü gazeteden,Şarabı aşktan,Hem mızıka çalsınSiyaha çalar parmaklarıyla,Güftesi bayağı şarkılar,Adi acı zeytinyağı koksun,Sen hoşnut ol Yanakimu…Cahit Külebi - SabretSen petekte bir gömeç bal gibisin!Renksin yazdan kıştan, tazeliksin dolaşan serin bir rüzgarsın kiHer gün eser durursun var beyaz güller gibi küçücük,Mutlak kalbin tomurcuklardan pembe!Sanki yeşil yaylalardır gözlerinAlnımda ter ve kuvvetsin kanadı kırık bir kuş değilimDöner birgün gurbet ellerde kalanSabret neşem, sabret şarkım, sabret sevdiğim,Sabret kalbi tomurcuklardan pembe Cumalı - İthafKüçüğüm, sen şimdi onsekizindesinGüzelliğin gün günden dillere destanHatıramda herbiri seninle canlananİzmir’in günlerinde gecelerindesinSönmüş yanardağlar, kaleler eteğindeYüzyıllardır uyuyan şu bizim İzmirO âşık kadınları, levent erkekleri nerde?Sahiden yaşayıp göçtüler mi kimbilir?Balkonlara, yalılara dalar düşünürümO günler uzaklaşan yelkenlerin peşi sıraAkan bulutlar gibi geçmiş ne iz, ne hâtıra!Sır şimdi bunca güzel hayat, güzel ölüm!Sır şimdi gözyaşları, saadet dilekleriBize gelen yüzyılların hikâyesi sırEski İzmir diye ne varsa şunun bunun bildiğiYaşlıların kırık dökük anlattığıdırAşkı şehirler yaratır, şehirler yaşatırBen gönlümce yaşadım, gönlümce sevdimBilirim saadetim, yalnızlığım bundandırSeni bulduğum, kaybettiğim günden tarihi bir şehrin tarihidir diyorumGün gelir aşklariyle anılır şehirler anılırsaNiyetim sevdalı sözler etmek de olmasaİzmir için ne yazarsam sana adıyorum!Attila İlhan - Aysel Git BaşımdanAysel git başımdan ben sana göre değilimÖlümüm birden olacak kötüyüm karanlığım biraz çirkinimAysel git başımdan yağmurumda gezinemezsin üşürsünDağıtır gecelerim sarışınlığınıUykularımı uyusan nasıl korkarsın,hiçbir dakikamı git başımdan ben sana göre için kirletme aydınlığını,hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinimIslığımı denesen hemen düşürürsün,gözlerim hızlandırır tenhalığınıYanlış şehirlere götürür ölmek ustalığını kazanırsın,ya korku biriktirmek iyice bol gelir sana,sevincim bir türlü tutmaz git başımdan ben sana göre olsun anlasanahem kötüyüm, karanlığım biraz, anda sen uğultusu duymamışsın kiiçinden bir gemi kalkıp gitmemiş,uzak yalnızlık bir yolcuyum dünya geniş,Büyük bir kulak çınlıyor yolculuğum başka bir şey getirme git başımdan ben sana göre değilim,ölümüm birden olacak seziyorum,hem kötüyüm, karanlığım biraz, git başımdan seni seviyorum...Metin Eloğlu - EşcilAşksa bu, ben buna varım, günlerim sığı;Gündüze dek kalasın diye sevdim seni gecedenEşcilim ben, ben buyum, ne güzel huy bu;Bir hız gelsen, hemen olsan, sonra yazlar;Bunca yıldan tatmadığım bir tınarça balığı;Belki gözlerimin kıymığı şu denizler!Can Yücel - Nuhun KızıUzun sulardan tirenler kalkıyorIslak bir istasyona iniyorum akşamlarıAdım başında bir gaz’te ölüsüBozuk bir şemsiye gibi kapanıyor günVe bir kapı açılıyorSenin iki kanatlı kapınNe benim yalanlarım ne de bu haftalarca yağmurKimseler yıkayamaz ellerinin beyazlığınıİbrahim Baştuğ - GitGit. En fazla hırçın kayalarda parçalanır teknen,kalbimdeki fener söner. Ah şairdir bütün süsü verilmiş bir intiharla içini çekerfitilin ucundaki alevi, tedavülden kalkmışbütün eski Biliyorum her aşk uzadıkça tene ağ attığıbir açık deniz sayıklaması olunca sevişme;esriticidir sislerin ardından seslenen kayalara oturacak biliyorsun teknen gitsen,gitmesen ölü bir balık olarak kıyıya vuracaksınAhmed Arif - Leylim LeylimLeylim - leylim dünyamızın yarısıAl - yeşil bahar,Yarısı kar olandaGene kavim - kardaş, can - cana düşman,Gene yediboğum akrep,Sarı engerek,Alnımızın aklığında puşt işi zulümVe canım yarı gecelerÇift kanat kapılarına karşı darağaçları,Mahpusanede çeşmeYandan akar olanda,Gelmiş yoklamış ecelKaburgam hele...Çağıdır, can dayanmaz,Çağıdır, en çatal, en ası,Cehennem koncası kırk gün - kırk geceKolların boynuma kement,Ha canım kötüye inat...Vah ki ne desem,Kurşunları namlulara sürülü,İki elleri kan,Baskıncılar uykumuzu yıkar olanda,Alır yüreğimYankın yasak, bahçende talan,Tam, boş yanı bu, derim namussuzun,Tam, bıçağım cehennem gibi güzelken,Aklıma düşüyorsunEllerim arık...BilmişBütün zulalarEğri hançer, kara mavzer, kan insan düşüncesinin o en orospu,O en ayıp, frengili yemişi,Çıldırtılmış uranyumBilmiş,Bilsinler!Sana nasıl yandığımıUuuuy gelin...İşte kan tutmuş korsanlar,Haramla beslenmiş azgın,Düzmece peygamberlerVe cüceleriVe iğdiş ve aptal kölelerine karşı,İşte bir kez dahaBu can bendeyken,Delin, divanenim işteUuuuy gelin...Bu yasaklar,Firavun - canevine kurulu ola, umut kesip korkunç yetinden,Murdar tutkusuna dünyasızlığın,Gün ola, düşesin gözlerinden - leylimAyvalar nar olandaSen bana yar başımızaDünyalar dar Behramoğlu - Zakkum ve YazZakkum ve yaz, bayıltan kokusu akşamınYapışkan, zakkum tadı öpüşlerindekiDamarlarımda akan senin kanındır sankiKıvamını bulduran tenimdeki tutkalınİşte bir kez daha yaz ve zakkumlarParmak uçların gibi, pembe ve ipektenYüzün çocukluk yüzün oluyor sevişirkenİçimin en derin bir yerinde gözlerin kımıldarGizemli ve esrik iniyorken geceBir tutku ağacı büyüyor gövdemdeDalları bütün yönlere uzananYaz zakkum dudaklarıyla öperken beniKuşatıyor bütün benliğimiBir baş dönmesi, yazdan ve Asaf - MesajÖlebilirim genç yaşımda,En güzel şiirlerimi kavakyelleri esiyorken başımda,Sevgilim,Seni bir akşam üstü düşündürebilirimCemal Süreya - Kırmızı Bir Kuştur SoluğumKırmızı bir kuştur soluğumKumral göklerinde saçlarınınSeni kucağıma alıyorumTarifsiz uzuyor bacaklarınKırmızı bir at oluyor soluğumYüzümün yanmasından anlıyorumYoksuluz gecelerimiz çok kısaDörtnala sevişmek lâzımÖzdemir İnce - Erselik Çiçekeve giriyorum bu her şey değilyakamda kocaman bir günebakanalıyor o çiçeği verip aynayıöptükçe öpüyorum dudaklarındangülüyor ağzında bir aslanağzıkuşanıyorum denizi bu da bir şey mibeynimde bile o hınzır şeytanuyanırken mersin’i nasıl bir sabahonun da ağzında bir aslanağzıöperken öpmeyi dudak dudaklarındanağzımda gülüyor Ülker’in ağzıNevzat ÇelikSevgililer Günü 1bir elinden satın aldığım çiçeğiverdim öteki eline çingene kızınınSevgililer Günü 2sana çiçek alırken iskeledeelime değen eli kaldı aklımdasoğuktu şubatın ortasınasıl tutar çingene kızının elibir rakı kadehinin beyazlığınıbirahaneler boyu rıhtım caddesi’nitopal bir değnek gibi yürüdümsanırım o gecekadehe her uzanışında esmerkontürler içine aldımkar beyazı elleriniEnver Ercan - Gök Yüzünü Çevir Banabende bulduğun benim de aradığımdısarmaşıp inceldiğimiz o noktahadi tut elimden gezdir sokaklarınıansızın yakalan sağnağımaakşam kendini karartırken geliyorsunkomşular kimbilir ne diyorgünü soyunup beni giyiniyorsunparmakların ışıkları dinlendiriyorgök yüzünü çevir banagezinsin tutkunun alevden diliuçarken çıkardığın o ses var yabütün sözcüklerin özeti gibitanrı bu geceyi korusun - 0006 Güncelleme - 0016 'Korona Günlerinde Şiir'in konuğu Ataol Behramoğlu, 9 farklı türde kitap yazarak edebiyatta önemli bir yer edindi. Behramoğlu'nun şiirleri İngilizce, İtalyanca ve Japoncaya çevrildi Ataol Behramoğlu, 13 Nisan 1942'de, Azerbaycan kökenli bir ailenin çocuğu olarak babasının yedek subaylığı sırasında Çatalca'da ve ilk gençlik yılları, ziraat müdürü olan babasının görevi nedeniyle Türkiye'nin çeşitli yörelerinde geçti. İlkokul üçüncü sınıfa kadar Kars'ta öğrenim gördü. İlk, orta ve lise öğrenimini ise Çankırı'da tamamladı. Bir süre Ankara Hukuk Fakültesi'ne devam ettikten sonra aynı fakültenin Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. İlk şiir kitabı 'Bir Ermeni General' 1965'te, kitaplaşan ilk çevirisi 'İvanov' ise 1967'de basıldı. Mihail Yuryeviç Lermontov'dan ilk şiir çevirilerini de bu dönemde yaptı. * Kendi yaptığı seçmeyle 'Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar' adıyla Cumhuriyet kitapları arasında yer aldı. * 2008'de Texas Üniversitesi Yayınları tarafından Prof. Walter çevirileri ve Laurent Mignon'un önsözüyle şiirlerinden seçmeler ABD'de yayımlandı.* Şiirlerinden Japonca, İtalyanca gibi dünyanın belli başlı dillerine yapılan çevirileri 2010'da Bulgarca olarak yayımlanan kitabı izledi. * Puşkin'in 'Tüm Öykü ve Romanları' ile büyük Rus şairinin şiirlerinden seçmeler, Çehov'un 'Büyük Oyunlar'ı Ataol Behramoğlu çevirisiyle Türkiye İş Bankası Klasikler dizisinde yayımlandı. * Dostoyevski'den çevirdiği 'Puşkin Üzerine Konuşma', Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınları arasında yer aldı. KİTAPLARI* Şiir 25* Deneme - İnceleme17* Anı 1* Gezi 2 * Oyun 1* Mektup. 2* Çocuk 4* Antoloji 5* Çeviri15 MELANKOLİ Ey sokaklarında yıllarca avare dolaştığımİçinde ilk aşkımı yaşadığım küçük şehirUmutsuz akşamlarımda sesini duyduğum lirSihrinde ilk acıyı tattığım Ey sarhoş akşamlarımın biricik tesellisiİlk şiirlerimdeki biricik dert ortağım fenerSoğuk kış geceleri ısındığım kaloriferGitgide uzaklaşan tren sesi Ey en masum arzularımı gizleyen odaYıldızlarla dost eden küçük pencereHer akşam gönlümün dilediği yereGötüren sihirli araba Ey en içli en yanık türkülerimi duymayanRüzgârı saçlarımı dağıtan sokakVe ey saçı ak gönlü akAnneciğim pencerede ağlayan Ah biliyorum güç gelecek sizlereAma artık gitmek geliyor içimdenBir sabah masmavi bir bulutun peşindenDönüşü olmayan yerlere KEDİ "Elveda, elveda" ne uyumu bozuyor."Elveda, elveda, elveda"Üstelik kediye benziyor. Adamın kafası kocamanCebinde Sartre'dan bir romanSağına soluna bakmadanBelki de cennete gidiyor Ataol yağmuru sevmiyorSaati sormayın korkuyorNe zaman rakıya otursamÜçüncü elveda geliyor AMCAM ŞAİR BEN ŞAİR Gidip şarap almalı beş kuruşluk da fülütİçip içip sonra da bir güzel ağlamalıTopal Ulviye var ya, hangi gecekonduluGenelevin üstüne şıp diye damlamalı Aktarın karısından umutlar kesik artıkBeyaz bi laf söylense memeler otuz ikiEllerine mozarttan uzansam usulcacıkKolları bileklerden dirseğe bilezikli Bu dünyada ya adam olmalı ya da zenginAmcamsa sabah sabah burnu çay bardağındaHa babam şiir yazar şu cennet vatanınaTam gülesim gelecek, pırr... sekiz on güvercin PAZARTESİ Ahmed Arif 'KORONA GÜNLERİNDE ŞİİR'İN DİĞER ŞAİRLERİ

ataol behramoğlu en kısa şiiri